Müslüman Müslüman'ın Kardeşidir (Vaaz)

Yüce Dinimiz İslam, kıyamete kadar gelecek olan insanlığa en son Din olarak gönderilmiş, İslam Dini ile, aynı dine inanan insanlar arasında manevi bir kardeşlik meydana getirilmiştir. Yüce Rabbimizin bizler için istemiş olduğu ve Sevgili Peygamberimizin ümmetinin hayatında değiştirmiş olduğu en önemli ahlaki ilkelerden biri kardeşliktir. İslam Dinine göre “ لا اله الا الله محمد رسول الله ” diyen herkes Müslüman’dır ve diğer Müslümanlarla din kardeşidir. İnananlar sadece kan bağıyla değil, birbirlerine gönül bağıyla kenetlendirilmiştir. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmektedir.  

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

 “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”[1]

  Müslüman, başta mümin kardeşleri olmak üzere bütün insanların hakkına saygı gösteren ve onlara zarar verecek davranışlardan sakınan kimsedir. Bu sebeple, kendimiz için sevip arzuladığımız şeyleri mümin kardeşimiz içinde arzu etmek suretiyle Rabbimizin ve birlikte yaşadığımız insanların rızasını kazanmalı ve aramızdaki kardeşliği en ulvi noktaya çıkarmalıyız.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s) Veda Hutbesinde şöyle buyurmaktadır.

Müminler!

Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır. MÜ'MİNLER! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman’ın kardeşidir, böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...

İnsanlar!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

Peygamber Efendimizden aktarılan bir hadiste Müslümanların birbirleri üzerindeki haklar şunlardır. «Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır.» buyurmuş. (Ken­disine) :

— Nedir onlar ya Resûlallah? denilmiş :

«Ona rastladığın zaman selâm ver, seni çağırırsa icabet et, senden nasihat dilerse ona nasihat et, aksırır da Allah'a hamdederse ona teşmit et, hastalanırsa onu dolaş, öldüğü vakit de arkasından git.» buyurmuş­lardır.[2]

Müslüman kardeşimizin hakkını ihlal edersek dünyada gönül kırmakla beraber kul hakkını ihlal etmiş oluruz ki, bunun neticesi ahirette karşımıza çıkacaktır. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır.  "Müflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab:

- Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler. Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem:

"Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdular.[3]

Müslümanların kardeşliği kitap ve sünnetle ilan edilmiştir. Modern dünyanın sosyal dayanışma dediği ve özlemini çekip bir türlü gerçekleşmediği oluşumu, dinimiz asırlar öncesi gerçekleştirmiştir.[4] Mekke’den hicret eden muhacirler ile Medine’de bulunan ensar arasında gerçekleştirilen İslam kardeşliği yeryüzünde eşine az rastlanır bir husustur. O günde gerçekleştirilmiş olan İslam Kardeşliğine bugün daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Dün Medineli Ensar’dan olan müminler, mallarını, topraklarını ve ailelerini bırakıp göç eden Muhacirlerin ihtiyaçlarını nasıl karşıladı ise bugünde bizler mümin kardeşlerimizin ihtiyaçlarını öyle karşılamalıyız. İnananlar maddi ve manevi desteklerini kardeşlerinden esirgememelidir. Günümüzde sıkıntılar içerisinde inleyen kardeşlerimizi unutmamalıyız. Maddi ihtiyaçlarını gidermek için maddiyatımızı seferber etmeliyiz. Bunun yanında dualarımızla onlara manen destek olmalıyız.  Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter.”[5]

Birlik ve beraberliğin bozulması için her daim sıkıntılar olabilmektedir. Bu sıkıntıları bir kenara bırakmanın en önemli yolu yine birlik ve beraberliğimize sahip çıkmakla gerçekleşecektir. Aynı Dine inanmış, aynı kıbleye yönelmiş, aynı Peygambere ümmet olmuş ve aynı kitabı kutsal kitap olarak kabul etmiş bizlerin birbirimizden ayrılması asla düşünülemez. Beş vakit namaz kılmak için camiye gidip, aynı safa girip omuz omuza nasıl kenetlenerek Rabbimize yönelmişsek, sosyal hayatta da birbirimize öyle kenetlenmeli, birbirimizin ayıplarını araştırmak, birbirimizi sıkıntıya düşürecek tavırlar takınmak yerine, içimizdeki muhabbeti pekiştirecek, gönlümüzü birbirimize açacak prensipleri hayatımıza aktarmalıyız. Bu sebeple haset, kin, düşmanlık gibi Dinimizin yasakladığı çirkin davranışları bir tarafa bırakmalı, merhamet, şefkat, muhabbet, dostluk gibi güzel davranışları yaşantımızın bir parçası haline getirmeliyiz. Çünkü biz Müslüman’ız, çünkü biz kardeşiz.

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşimize buğzetmeyeceğiz, onunla olan diyalogumuzu kesmeyeceğiz ve kendisine maddi ve manevi anlamda sırtımız dönmeyeceğiz.

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kendimiz için ne istiyor neyi arzu ediyor, hangi güzelliklerin bizimle beraber olmasını istiyor, hangi sıkıntıların bizden gitmesini arzu ediyor isek aynısı kardeşimiz için arzu edeceğiz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır.

لا يُؤْمِنُ أَحدُكُمْ حتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ   

“Kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemeyen iman etmiş olmaz”[6]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşimize asla küfür etmeyeceğiz. Elimizden, dilimizden ve belimizden hiçbir kardeşimiz zarar görmeyecek. Hırsızlık yapıp malını çalmayacağız, malını gasp edip haksız kazanç elde etmeyeceğiz, kendisinin canının kutsal olduğunu unutmayıp canına zarar gelecek hiçbir şeye kalkışmayacağız. Yalan gıybet, iftira asla gerçekleşmeyecek. Mümin kardeşimizin namusuna asla dil uzatmayacağız. Müslüman kardeşlerimizin namusuna göz dikmeyeceğiz. Hele hele iffetli kadınlara asla iftira etmeyeceğiz. Her ne iş yaparsak yapalım bizi gözetleyenin –Rabbimizin- olduğunu unutmayacağız.

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşimize lanet okumayacağız. Kardeşimizin günahını ifşa etmeyeceğiz. İnsanlar arasında utanacağı hiçbir şeye kalkışmayacağız. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bütün Müslümanlar bir vücut gibidirler. Birbirlerine öyle muhtaçtırlar. Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimizin bir hadisini paylaşmak isterim. Efendimiz şöyle buyurmaktadır.

 مثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وتَرَاحُمِهِمْ وتَعاطُفِهِمْ ، مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداعَى لهُ سائِرُ الْجسدِ بالسهَرِ والْحُمَّى

“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”[7]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşimizin maddi ve manevi ihtiyaçlarına koşacağız. Elimizde, dilimizde olan her hayırlı şeyin onunda olması çabasında olacağız. Kardeşimizin hatasını affetmekle bizimde hatalarımızın affedileceğini, sıkıntısını gidermek suretiyle dünya ve ahiret sıkıntılarımızın giderileceğini unutmayacağız.

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşimizi incitmeyeceğiz. Bize karşı yapmış olduğu yanlış tutumlarının karşılığı olarak hemen sıkıntı çıkarmayacağız. İncitmeyeceğiz, incinmeyeceğiz. Alvarlı Muhammet Lütfi Efe Hazretleri ne güzel söylemiş,

Aşık der incidenden

İncinme incidenden

Kemalde noksan imiş

İncinen incidenden

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse Müslüman kardeşimizin gönlünü yıkmayacağız, onun gönlünü yaralamayacağız. Müslüman’ın gönlünün Allah’ın tahtı olduğu dizelereni unutmayacağız. Yunus Emre şöyle demiş;

Gönül Calabın tahtı,

CALAP gönüle baktı
İki cihan bedbahtı,

kim gönül yıkar ise

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşimize haset etmeyeceğiz. Gizli hallerini araştırmayacağız. Gıybet ve dedikodusunu yapmayacağız. Suizanda değil hep hüsnizan içerisinde olacağız. Öyle bir kardeşlik sürdüreceğiz ki, düşmanımız ise bir gün dostumuz olabileceğini, dostumuz ise yapmış olduğumuz hataları davranışlar sebebiyle bir gün hasmımız olabileceğini unutmayacağız. Dostluğumuzun baki olması için en güzel ahlaki ilkeler ile kendisine davranıp, ilişkilerimizi sekteye uğratacak hatalı şeylerden beri duracağız. Alemlere rahmet olarak gönderilen Rahmet Peygamberimizin şu tavsiyelerini unutmayalım.

لا تَباغَضُوا ، ولا تحاسدُوا، ولاَ تَدابَرُوا ، ولا تَقَاطعُوا ، وَكُونُوا عِبادَ اللَّهِ إخواناً ، ولا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يهْجُرَ أخَاه فَوقَ ثلاثٍ

“Birbirinize kin tutmayınız, haset etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir.”[8]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse Müslüman kardeşimizi alaya asla almayacağız. Kardeşlerimize kötü lakaplar takmayacağız. Yüce Rabbimizin şu ayetini asla unutmayacağız. “Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.”[9]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse Müslüman kardeşimizi asla hor görmeyeceğiz. Yaratanımızın imtihan sebebiyle yarattığı veya sonradan oluşan arızi durumlar sebebiyle hakir görmeyeceğiz. Unutmayalım ki Sevgili Peygamberimiz ifadesiyle , Müslüman kardeşini hor görmesi kişiye günah olarak yeter.[10]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse Müslüman kardeşlerimize karşı asla kibirli tavırlar sergilemeyeceğiz. Müslüman kardeşimizin başına gelen felaketleri sevinçle karşılamayacağız. Çünkü Kardeşinin uğradığı felaketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felaketten kurtarır da seni derde uğratır.[11]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşlerimizle yaptığımız akitlere riayet etmeliyiz. Verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Çünkü verilen söz sorumluluğu getirir.[12]

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse Müslüman kardeşimize yalan söylemeyeceğiz. Haksızlık yapmayacağız. Haksız kazanç elde etmek için hileli yollara başvurmayacağız.

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Öyleyse kardeşlerimizin dünya ve ahiret mutluluklarını elde etmeleri için her daim duada bulunacağız. Birlik ve beraberliğimizi sekteye uğratmayacağız. Sekteye uğratacak her türlü davranıştan uzak duracağız.

Vaazımıza Peygamber Efendimizin çağlar ötesinden bizlere bildirdiği şu tavsiyeleriyle son veriyoruz. "Birbirinize haset etmeyin, kin tutmayın. Başkalarının ayıplarını araştırmayın, konuştuklarını dinlemeyin, müşteri kızıştırmayın. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun."[13]

Yüce Rabbim aramızda bulunan kardeşliği en ulvi noktaya ulaştırmayı, birbirimize merhamet duyguları beslemeyi, ihtiyaçlarımızı gidermeyi, sıkıntılarımıza çare olmayı nasip etsin. Birlik ve beraberliğimizi daim eylesin ve bizleri birbirimize düşürmek isteyenlere fırsat vermesin.  Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.

www.guncelvaaz.com

Ahmet ÜNAL

Vaiz


 

[1] Hucurat, 49/10

[2] Müslim, Selam, 5

[3] Müslim, Birr 59.

[4] Örneklerle Peygamberimiz, Prof. Dr. Abdurrahman ÇETİN, s. 335

[5] Buhari, Mezalim, 3

[6] Buhârî, Îmân 7

[7] Buhârî, Edeb 27

[8] Riyazü’s-salihin, Hadis No:1571

[9] Hucurat, 49/11

[10] Müslim, Birr, 32

[11] Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 1581

[12] İsra, 17/34

[13] Müslim. Birr, 30

Tags

Yazdır   e-Posta