İslam'ın İnsana Bakışı

Ali İhsan ÇELEBİ

Vaiz Pazaryeri

İslam’ın İnsana Bakışı

Kâinatta her şeyi bir düzene göre yaratan (kamer, 49) Allah (c.c.), üzerinde bulunan tüm nimetleri insanoğlunun emrine sunmuştur. Akıllı ve düşünebilen bir varlık olması, ona birçok sorumluluklar yüklemiştir. Bu ödevlerini hür iradesine göre belirleme hürriyetine de sahiptir. Doğuştan günahsız ve güzel eğilimler üzerine yaratılan (Buhari, Cenaiz, 1370; Müslim, kader, 4803) her birey, çevrenin doğru veya yanlış yönlendirmeleriyle şekillenecektir.

 Belleğine kazınan her olumsuzluk, onu eksi yönde etkileyeceği, temiz duygu ve düşüncelerini bozacağı bir gerçektir. Tıpkı mikropların vücudu zayıflattığı, virüslerin bilgisayarı çökerttiği gibi bu faydasız duygular da insanın; kalp, göz, kulak ve düşüncelerini köreltir (Bakara, 7). İşlevsiz ve atıl hale getirir. Güzel düşünceler ise, iyilik yönünde geliştirir. Fikirlerini kötü duygulardan arındırır ve faydalı yönde azmini artırır. Bu makalemizde; cahiliye döneminde utanç vesilesi sayılan kadınla erkek arasındaki eşitsizliğe İslam’ın getirdiği önerileri ve insana bakışını ele alacağız.

Hz Peygamber (sav) elçilikle görevlendirildiğinde, duygu ve düşünceleri kirletilmiş, sağlıksız düşünen bir toplumla karşılaşmıştı. Erkekler övünç, kadınlar ise utanç vesilesi sayılıyordu. O dönem insanının duyguları; “Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir.” (Nahl, 58), “Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” (Nahl,59) ayetinde bildirilmektedir. Bu utançtan kurtulmak için hiçbir günahı olmayan kız çocukları diri diri öz babalarınca toprağa gömülüyordu. Bu duygu ve düşüncelere sahip insanları bir anda eğitmek kolay olmayacaktı. Öncelikle bu düşüncelerin yanlış olduğunu, sonra da insan olarak kadın-erkek eşit olduklarına inandırılmaları gerekiyordu. “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve kadından yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye kavim ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki Allah katında en değerli olanınız, O’ndan gereği gibi sakınanızdır.” (Hucurat, 13) v.b. birçok ayette; dil, ırk, renk, cinsiyet, güzellik, görünüş ve yaratılış olarak insanlar arasında bir farklılığın olmadığını, insan olarak herkesin eşit olduğu bildirilmiştir. Peygamberimiz de kadınları küçümseyen bu yanlış anlayışları dile getirmiş ve düzeltmiştir. Kendisine gelip, “-Ey Allah’ın elçisi, iyilik yapmada kime öncelik vereyim şeklinde soran adama, -annene. -Sonra kime iyilik yapayım. -Annene. -Sonra kime iyilik yapayım. -Annene. -Daha sonra kime iyilik yapayım sorusuna ise dördüncüde -babana iyilik yap” (Buhari, Edeb,5514; Müslim, Edeb, 4621) şeklinde cevap vermesi ve “Cennet annelerin ayağı altındadır” (Camiu’s Sağır, 3642) hadisini anne-baba arasında ayrım yaptığından değil, belki o toplumdaki kadınlara karşı duyulan utancın kaldırılmasına yönelik gayretinden kaynaklandığı kanısındayım. “Rabbin, … Ana-babanıza iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” (İsra, 23), “Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!"  (İsra,24) v.b. sözlerle aralarında ayrım yapmaksızın dua yapılmasını, yaşlılıklarında evimizin bir bölümünde onlara da bir oda tahsis ederek bağrımıza basmamızı, varlıklarını külfet değil, kendimize bir nimet bilmemizi, “öf” kelimesi gibi en küçük saygısızlık ifade eden söz, tavır ve eylemlerden uzak durmamızı çeşitli vesilelerle öğütlemektedir. Bir başka ayette ise; “Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın” (Hucurat, 11) buyrularak beşeri ilişkilerde nezaket kaidelerine dikkat çekilmiştir.

İnsanları şekil ve cinsiyetlerine bakarak aşağılamanın haksızlığını dile getirerek, erdemli insanlara şekilci düşünce ve yaklaşımların yakışmadığını bildiriyor. “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Onlar iyiliği önerir, kötülükten sakındırır, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah ve Resulüne saygılıdırlar…” (Tevbe, 71) “Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel konaklar hazırladı.” (Tevbe, 72) v.b. birçok ayette, kadın erkek arasında bir ayrımın yapılmadığını açık bir şekilde görmekteyiz. Cinsiyet farklılığının insanların üreyip çoğalmaları, mutlu bir yuva kurmaları, “Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz…” (Bakara, 187)  ayetinde de belirtildiği gibi haramdan korunmada birbirlerini koruyan bir sığınak olarak görmek gerekir.

İnsanlık tarihinin her döneminde süregelen ayrımcılık, varlığını günümüzde de çeşitli şekilde sürdürmektedir. Bu insanlık ayıbından kurtulmak elimizdedir. İnsanların düşüncesinde var olan, karşısındakini zenci görme anlayışının silinmesi gerekir. “İnsan olarak” birey diğerinden daha değersiz değildir. Allah’ın sanatı her insan için aynıdır. Hiçbir birey anne babasını, rengini, cinsiyetini, ırkını, vatanını ve milletini belirleme gücüne sahip değildir. Küçümsediğimiz insanın yerinde biz de olabilirdik. O halde insanlar arasında ayrımcılık en büyük cehalettir. “Müslümanlar ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin” (Hucurat, 10) ayetiyle bu gerçek bize bir kez daha hatırlatılmıştır. Bu resmi güzel görebilmek için, dünyanın çeşitli bölgelerinden gelip tek vücut gibi hareket ederek Beytullah’ın etrafında tavaf eden Müslümanları birazcık hayal etmemiz yeterli olacaktır. İşte o zaman yüzümüz kızaracak, farklı düşüncelerimiz, düşmanlıklarımız, haksız eleştirilerimiz ve binlerce yanlışlarımızı bir anda çöpe atmamız mümkündür. Buna mukabil birliğimiz, kardeşliğimiz ve hoşgörümüz de o oranda güçlenecektir.

Selam ve dua ile…

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi