Büyükler Her gün Hatırlanmalıdır

Büyükler Her gün Hatırlanmalıdır

Ailenin çekirdeğini oluşturan anne baba ve çocuklar arasındaki diyalog; sevgi, saygı ve hoşgörü ilişkisi içerisinde, dünya ve ahiret dengesini gözeterek sürdürülmelidir. Sadece dünyaya veya ahirete yönelik çalışmalar; olumsuz, dengesiz ve kopuk ilişkiler doğurmaktadır. Bu makalemizde; mutluluğu oluşturmada yapıcı ve kalıcı davranışların önemine vurgu yaparak, ebeveynlere dönük çalışmalarımızı bir günle sınırlamanın yanlış olacağına, onlara karşı görevlerimiz, yaşamlarını kapsadığı gibi ölümlerinden sonra da yapmamız gereken birçok ödevlerimizin olduğunu, Kur’an ve Hadislerde önerilen öğütler doğrultusunda ele alıp, sizlerle paylaşmayı hedefledim. Böylece kendimizi sorgulayarak büyüklerimizle olan ilişkilerimizi gözden geçirerek onlara karşı daha duyarlı olmamız gerektiğini bir kez daha düşünme ve hatırlama fırsatını elde etmiş olacağız.

Yüce Allah (c.c.)’in kullarına sayısız nimetleri olduğu gibi, Ana-babanın çocuklar üzerinde birçok hakları vardır. Çocukların dünyaya gelmesine vesile olmaları, her türlü sıkıntılarına göğüs germeleri, acılarını ve mutluluklarını paylaşmaları anne-babayı evlatlarına karşı hak sahibi yapan sebeplerden sadece birkaç tanesidir. Onların bu fedakârlıklarını çok iyi bilen Yüce Allah (c.c.), Kendine saygıdan sonra anne babaya itaat etmeyi şu ayette emretmiştir. "Yalnız Allah'a ibadet edeceksiniz, ana-babalarınıza iyilik yapacaksınız. Şayet bunlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa sakın onlara "öf " dahi deme,  azarlama, onlara tatlı söz söyle. Onlara, saygı belirtisi olarak tevazu kanadını aç da, ‘Ya Rab, küçüklüğümde bana şefkat gösterdikleri gibi, sen de onlara merhamet et’ de" (İsra, 23, 24). Böylece yaşlılıklarında unutulup, yalnızlığa terk edilen ebeveynlerin, bunu hak etmediklerini hatırlatmaktadır. Yaşlanıp kendi ihtiyaçlarını temin edemez hâle gelince ana-babaların bütün ihtiyaçlarını temin etmek çocukların en önde gelen ödevlerindendir. İyilik yapmadaki sıralamada ilk önde anne baba gelmektedir. “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. İyilik olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.” (Bakara, 215)  “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya… iyilik edin.” (Nisa, 35)  “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben Müslümanlardanım.” (Ahkaf, 15)  Peygamberimiz de (sav.); "Allah'ın rızası, anne-babanın rızasında, gazabı da gazabındadır" (Tirmizi, Birr, 3; Buhari, el-Edebü’l-Müfred, 1). Diğer bir hadiste ise; "Yazıklar olsun o kimseye" dediğinde Ashab-ı Kiram; "Kimdir o? Ey Allah'ın Resulü! " diye sorunca; "Ana-babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı halde, Cennet'e giremeyip Cehennem'i boylayan kimsedir" (Müslim, Birr, 9) buyurmuştur. İslam ümmetinin prensibi büyüklere saygı, küçüklere sevgidir. Saygıya en lâyık olanlar, saygıda kusur etmeyi dahi aklımızdan geçirmememiz gerekenler de ana-babalarımızdır. Yüce Allah (c.c.); Hz. Yahya (a.s.)’in ebeveynine saygısını; “O Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı ve zorba değildi.” Hz İsa (a.s.) ise;  “Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı.” Meryem, 32) şeklindeki sözleriyle övmüş ve bizlere örnek olarak sunmuştur. Anne-babanın ölümüyle onlara karşı olan sorumluluklar bitmez. Onların temiz hatıralarını devam ettirmek gerekir. İnsanları insan yapan da bir bakıma, nesilden nesile miras olarak intikal eden bu güzel duygu ve hatıralardır. Böylece, nine ve dedelerle torunlar arasında bir sevgi bağı kurulmuş olur. Onları hayırla anmak, bağışlanmaları için dua etmek gerekir. Kur'an-ı Kerim'de atalara dua edilmesi önerilmektedir: "Ey Rabbimiz! İnsanların hesaba çekileceği kıyamet gününde beni, annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla.” (İbrahim, 41)  Ölümlerinden sonra yapılacak duanın ebeveyne faydasını Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle dile getirir: "İnsan ölünce amel defteri kapanır. Ancak şu üç şeyle sevabı devam eder: Sadaka-ı cariye, insanların faydalanacağı bir ilim ve arkasından hayır dua eden bir evlat". (Tirmizi, Ahkâm, 36)

Ayet ve hadisleri incelediğimizde; Anne ve babaların evlatlarına muhtaç olduklarında bir kenara itilmemesini, onlar tüm özverileriyle evlatlarını yetiştirdikleri hatırlanmalı ve varlıkları çocuklar için bir ödül olduğu düşünülmelidir. Cenneti kazanmanın vesilesi olan anne–babalar, eski, harabe, soğuk, bakımsız evlerde veya yaşlıların toplandığı güçsüzler yurtlarında yalnızlığa terk edilmemelidir. Onlar kendilerini ikinci plana almış, her konuda evlatlarını kendilerine tercih etmişti. Yemeyip yedirmiş, içmeyip içirmiş, giymeyip en iyi imkânları çocuklarının istifadesine sunmuştu. Bu fedakârlık anlayışı tüm canlılarda var olan yavrulara karşı ilahi bir lutuftur. Buna mukabil işlevini tamamlayan, zamanla bakıma muhtaç büyükler, genellikle unutuluyor, evlere sığmıyor, adeta istenmeyen birisi olarak huzursuzluk vesilesi olarak ailelerde tartışmalara yol açabiliyor. Empati yaparak her birey kendisini onların yerine koyarak, bir gün yaşlanacağını, kendisinin de aynı sıkıntıları yaşayacağını düşünmesi gerekir. Büyüklerin varlığını külfet değil de bir nimet olarak cenneti kazanmanın vesilesi saymalıyız. “Ne ekersen onu biçersin”,  “Ne korsan çanağına, o gelir kaşığına” v.b. veciz sözler de her inişin bir yokuşu olduğunu, kolaylığın sonunda zorluğun olabileceğini, gençliğin baki olmayıp, bir gün yaşlılığın kapımızı çalacağını hatırlatmaktadır. O halde; Yılda bir gün anne babamızı hatırlayıp onları bir hediyeyle mutlu etmemiz, pek inandırıcı ve gerçekçi gözükmüyor. Onlar bir gün değil, her gün baş tacı yapılmalı, evimizin direği, gönlümüzün ilham kaynağı, yavrularımızın neşesi olmalıdır. Böylece yıkılan kalpleri onarır, dağılan aileleri toparlamış oluruz.

 

Selam ve dua ile…

Ali İhsan ÇELEBİ

Pazaryeri Vaizi

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi