Sünnet

Vaizin Adı ve Soyadı: Ahmet ÜNAL

Va’zın Konusu: Sünnet’in Kur’an’ı Tefsiri

Vaazın Planı

A.Sünnet Nedir?

B.Sünnet’in Önemi

C.Sünnet’in Kur’an-ı Kerim’i Açıklaması

D.Sünnet’in Günlük Yaşantımıza Tesiri

Vaazda Anlatılan Ayetler

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَطِيعُواْ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَلاَ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَأَنتُمْ تَسْمَعُونَ (Enfal,20)

قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ  فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ  (Ali İmran, 31)

وَمَا أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلاَّ بِلِسَانِ قَوْمِهِ لِيُبَيِّنَ لَهُمْ فَيُضِلُّ اللّهُ مَن يَشَاءُ وَيَهْدِي مَن يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ  (İbrahim, 4) 

قُلْ أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ فَإِن تَوَلَّوا فَإِنَّمَا عَلَيْهِ مَا حُمِّلَ وَعَلَيْكُم مَّا حُمِّلْتُمْ وَإِن تُطِيعُوهُ تَهْتَدُوا وَمَا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ (Nur, 54)   

وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَالرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ  (Ali İmran ,132)

 وَمَن يَعْصِ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَاراً خَالِداً فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُّهِينٌ  (Nisa,13)

Va’zın Özet Sunumu

Sünnet; sözlükte alışılmış yol, Istılahta ise, Hz. Peygamberin söz, fiil ve takrirleri anlamına gelir. İslam Dininde, Kur’an-ı Kerim’den sonra bilgi ve uygulama açısından en büyük kaynak, Hz. Peygamberin Sünneti kabul edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de tafsilatlı bir şekilde yer almayan emirlerin ve yasakların uygulama sahasına çıkması hep Sünnetle olmuştur.

Sünnet Kur’an-ı Kerim’i dört ana başlık altında açıklar.

1-Sünnetin Kur'anı teyid etmesi: Namaz kılmayı, zekat vermeyi, rama­zan orucunu tutmayı, hacca gitmeyi emretmesi, Allah'a şirk koşmayı, yalan şahitliği, ana-babaya âsî olmayı, haksız yere adam öldürmeyi nehyetmesi Kur'an'ı teyiddir. "Hiç bir müslümanın malı gönül nzası olmadan helal olmaz" hadisinde olduğu gibi başkasının malını yemeyi nehyeden bu hadis "Ey iman edenler, aranızda mallarınızı bâtıl yollarla yemeyin" (Nisa: 4/29) ayetini, "Ka­dınlara hayrı tavsiye edin" hadisi "Onlarla iyi geçinin" Nisa: 4/193 ayetini te­yid etmektedir.

2- Sünnetin Kur'anı beyan etmesi: Bu beyan üç çeşittir:

a) Kur'an'ın mücmelini beyan etmesi: Meselâ kavlî ve fiilî sünnetler iba­detlerin şeklini, muamelâtın esaslarını beyan etmiştir.

b) Kur'an'ın âmm (umumi olan) lafızlarını tahsis etmesi: Meselâ "Kadın, ne halası ne teyzesi, ne erkek kardeşinin kızı, ne kız kardeşinin kızı üzerine nikahlanmaz" hadisi "... bunların gerisindekiler size helâl kılınmıştır" (Nisa: 4/24) ayetini tahsis etmiştir.

c)  Kur'an'ın mutlakını takyid etmesi: Meselâ: Rasûlullah (s.a.) in hırsızın elinin bilekten kesileceğini bildirmesi "Erkek hırsızın ve kadın hırsızın ellerini kesin" (Maide: 5/38) ayetinde mutlak gelen "el" i takyid etmiştir.

3- Sünnetin Kur'anı neshetmesi: Meselâ "Vârise vasiyyet yoktur" hadisi "Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir şekilde vasiyet vardır" (Bakara: 2/180) mealindeki vârise vasiyeti emreden ayeti nesh etmiştir. Şâfıî hariç cumhurun görüşü budur.

4- Kur'an-ı Kerîm'in sukut ettiği hususlarda sünnetin yeni bir hüküm ge­tirmesi: Meselâ, muhsan (evli) olan zâninin recmedilmesi, bir şahid ve bir ye­minle hükmedilmesi, erkeklere ipek ve altın kullanmanın haram olması, sa-daka-i fıtır, âkile (katilin akrabaları) üzerine diyet yüklenmesi, ehlî eşek etinin haram olması, esirlerin kurtarılması gibi haberler bu cümledendir.

Günlük yaşantımızın doğru bir biçimde şekillenmesi, insanca bir hayatın oluşturulması, dünya ve ahiret huzurunun elde edilmesi, Sevgili Peygamberimizin Sünnetiyledir. Ailevi ilişkilerde mutluluğun anahtarı Hz. Peygamberin Sünnetinde saklıdır. Çünkü O, en duygusal, en nazik, en insancıl, en merhametli, en saygılı ve ailesine karşı her daim en iyi davranan bir aile reisiydi.  Komşuluk ilişkilerinde en samimi, en içten davranışları, fakirlere nasıl yardım yapılacağına dair birçok güzel icraatı O’nun Sünnetlerinde görmekteyiz.

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen Sevgili Peygamberimiz, Sünnetiyle ahlaken kemale erişme yollarını bizlere göstermiştir. Hayatı boyunca hiç yalan söylememiş, emanete hıyanet etmemiş, ağzından hiçbir zaman beddua çıkmamış, düşmanları dahi kendisi hakkında kötüleyici bir söz söyleyememişlerdir.

Hz. Peygamberimizin Sünneti, Kur’an-ı Kerim’in en büyük tefsiridir. Bu sebeple, Sünnete tabi olmak, Kur’an’a tabi olmak anlamına gelmektedir. Allah’a hakkıyla itaat etmek ve O’nun sevgisini kazanmak için, Sevgili Peygamberimizin Sünnetine uyulması gerektiği unutulmamalıdır.

 

Yararlanılan Kaynaklar:

1.Kur’an-ı Kerim

2.İslam Hukuk ilminin esasları, Prof. Dr. Zekiyuddin Şaban, Trc. Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, T.D.V. Yayınları, s.71-100

3. Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, c.1, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 2006

4. T.D.V. İlmihal, İman ve İbadetler, c.1, s.145-146

5. Hak Dini Kur’an Dili, Elmalı’lı M.Hamdi Yazır, Akçağ Yayınevi, Ankara

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi