Dilimizi Kötü Sözlerden (Sövmek) Korumak

Dilimizi Kötü Sözlerden (Sövmek) Korumak

 

                   وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ

Muhterem Müslümanlar

Yüce Allah, var ettikleri içinde insanı, en mükemmel olarak yaratmış, ona güzel bir fiziki yapı vermiş, hayatını devam ettirebilmesi için iyiyi kötüden ayırma kabiliyeti olan akıl vermiş, kalbindeki duyguları ve aklında kurguladıkları şeyleri ifade etmesi içinde ilahi bir lütuf olan dil vermiştir. Rabbimiz insanların her husus da iyilikler ve güzellikler içerisinde olmalarını arzu ederken, kendilerine yakışmayacak çirkinliklerinde her çeşidinden uzak durmalarını öğütlemektedir.


Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “ Müminler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin bir saygı içindedirler. Onlar ki faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.”[1] buyrularak, kurtuluşa eren müminlerin özellikleri arasında faydasız şeylerden ve boş laflardan yüz çevirmek de zikredilmiştir.

Kıymetli Kardeşlerim

Bize verilmiş büyük nimetlerden biride “dil” dir. Görünüş itibariyle küçük bir et parçası olan dil, yaptığı işler bakımından büyük bir vasıtadır. İyi veya kötü düşünceler dil ile açıklanır. Sevgiler ve nefretler dil ile ifade edilir. Hak olsun batıl olsun ilmi izahatların hepsi dil aracılığıyla ortaya konulur. Nitekim imanı açıklayan ve küfrü söyleyende dildir. Dil, kendine sahip olunduğu ve hayırlı işlere sevk edildiği zaman Peygamberi bir müjdeyle Cennetin garantisi, başı boş bırakılıp şer işlere bulaştırıldığı zaman ise felaketin habercisidir.

Dilin tehlikesi çok büyüktür. Müslüman ise kendini her türlü kötülükten korumalıdır. Bu sebeple faydasız, saçma, çirkin olan söz ve deyimleri kullanmaktan, sövme ve edepsiz laflar gibi insana yakışmayan şeylerden, yalandan, gıybetten, söz taşımaktan, kötü lakap takmaktan ve batıl sözlerden korunmak gerekir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’de “Bir insan manasını düşünmeden bir söz söyleyiverir ki, o yüzden cehennemin doğu ile batı arasındaki mesafeden daha uzak bir yere düşer.”[2] buyurarak dilimize sahip olmamızı istemektedir.

Aziz Müminler

Kişinin namazı, orucu, zekatı, haccı ve diğer bütün ibadetleri kendisini iyiliklere ve sevaba ulaşmasını sağlar. Ancak Allah’ın rızasını kazanmak ve cennete ulaşmak için bunlar yeterli değildir. İbadetlerimizle beraber ahlaken kemale ulaşmamız gerekmektedir. Alemde var olanlar içinde en şerefli olarak yaratılan bizler için, dünya mutluluğu ve ahiret huzuru, Yaratanımızın bizlere vermiş olduğu nimetleri verilme gayesine göre kullanmamızla mümkündür. Özellikle kul hakkına giren sövmek, hakaret etmek, yalan söylemek, gıybet etmek, iftira etmek, alay etmek ve söz taşımak gibi manevi hastalıklardan dilimizi korumamız gerekir.

Hutbemi bir hadis ile bitiriyorum. “Mümin, insanları lanetleyen, kötü söz ve çirkin davranışlar sergilemeyen kimsedir.”[3]

Ahmet ÜNAL

       Vaiz



[1] Mü’minun, 23/1-3.

[2] Müslim, Zühd,6

[3] Riyazu’s-Salihin, c.7, s.276, Hadis No:1738

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi