Büyüklere ve Yaşlılara Saygı

وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ

لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا قال النبي صلي الله عليه وسلم:

 

Büyüklere ve Yaşlılara Saygı

Muhterem Müslümanlar

Dünya hayatında ki yaşantıyla ilgili kanunlardan biri de, her canlının kendi şartları içinde soyunu devam ettirmesi gelmektedir. Hayata geldiği zaman güçsüz ve korumaya muhtaç olan insanoğlu, zamanla gelişir, olgunlaşır ve nihayet yaşlanır. Yaşlılık bu dünyadaki geçici hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Bu hususa Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle işaret etmektedir. “Kime uzun ömür verirsek biz onun yaratılışını bozar, gücünü azaltır, beli bükük hale getiririz. Onlar bunu hiç düşünmüyorlar mı?”[1]

Değerli Müminler

Yaşam devam ettiği müddetçe bu günün gençleri yarının yaşlılarıdır. Bu hayatta gençliğin ömür boyu korunmayacağı açıkça gözükmektedir. Öyle ise, bizimde bir gün yaşlanacağımızı hiçbir zaman unutmamalı, yaşlılara, özellikle anne-babamıza, dedelerimize, ninelerimize saygıda kusur etmemeli onların hayır dualarını almak için ihtiyaçlarına cevap vermeliyiz. Bu konuda da gençlerimize örnek olmalıyız. Sevgili Peygamberimizde yaşlılara her zaman hürmet etmiş saygıda kusur etmemiş ve bir şey ikram edeceği zaman önceliğin onlara verilmesini istemiş ve her konuda onların yardımına koşmamız gerektiğini kendi halatında yaptıklarıyla bizlere en güzel bir şekilde örnek olmuştur. “Merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğini”[2] vurgulayan Hz. Peygamberimiz, “Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir”[3] buyurarak konunun önemine işaret çekmektedir.

Kıymetli Kardeşlerim

Yaşlılara saygı gösterip gönüllerini almak, onların hayır dualarını almak ihmal edilmemesi gereken dini bir görevimizdir. Kur’an-ı Kerim’de nasıl davranılacağını şöyle buyrulmaktadır. “Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana-babaya da iyi davranmanızı kesin olarak emreder. Eğer onlardan biri yada her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme, onları azarlama. Onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek üzerlerine kanat ger ve deki: Ey Rabbim! Küçükken onlar beni nasıl koruyup yetiştirdilerse, sende onları esirge.”[4] Yüce dinimiz müntesiplerinden birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermesini, birbirlerinin hatalarını af etmeyi birbirleriyle münakaşa etmemeyi ve birbirlerine karşı saygı ve sevgi beslemeyi istemektedir.

Hutbemi Hz. Peygamberimizin bir hadisiyle bitiriyorum. “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah’da onun ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyemet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanın kusurunu örterse Allah’da kıyamet günü onun kusurunu örter.”[5]

 

Cevdet YILDIRIM

İcikli Köyü Yeni Camii İmam-Hatibi/ ŞUHUT


 

[1] Yasin, 36/68

[2] Müslim, Fedâil, 66

[3] Tirmizî, Birr, 15

[4] İsra, 17/23-24

[5] Buhârî, Mezâlim, 3

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi