Kul Hakkına Riayet

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ

Kul Hakkına Riayet

Muhterem Müslümanlar

Yüce Dinimiz hak kavramına büyük değer vermiş, hakların kaybolmaması için gerekli tedbirleri almıştır. Bu hakların içerisinde en çok durulanı ise, şüphesiz kul hakkıdır. Bu sebeple insan, mutlaka kendi hakkının sınırını bilmeli ve başkalarının hakkına saygılı olmalıdır. Sevgili Peygamberimiz, “Her Müslüman’ın diğer Müslüman’a malı, ırzı ve kanı haramdır”[1] buyurmuşlardır. Bu hadis-i şerif bizlere, insanların mallarının, canlarının, şeref ve haysiyetlerinin her türlü tecavüzden korunmuş olduğunu, İslam Dini’nin insan haklarına ne büyük değer verdiğini göstermektedir.

Değerli Müminler

İnsanın değeri bilinmeden onun hak ve hukukunun anlaşılması veya ona gereken değerin verilmesi mümkün değildir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Gerçekten Biz insanı, en güzel bir biçimde yarattık”[2] buyurarak insanın ne kadar değerli bir varlık olarak yaratıldığını ifade etmektedir. Kendisine bu üstünlük verilen insan ise, Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından da sakınmakla yükümlü tutulmuştur. Gerçek Müslüman, herkesin hakkına saygı gösterir. Kimsenin hakkına tecavüz etmez, hak yemez ve başkalarına zulmetmez. Karşılıklı anlaşma olmadan kimsenin malına el uzatmaz. Haksızlığın ve hırsızlığın ağır vebalini düşünür, ahiretteki hesabının şiddetini ve zorluğunu aklından çıkarmaz. Çünkü bilir ki, her hak sahibi mutlaka hakkını alacaktır. 

Kıymetli Kardeşlerim

Alış-verişte, ölçü tartıda yapılan hilekarlık, her türlü aldatmalar, dinimizce yasaklanmış, kul hakkının korunmasına dikkat çekilmiş, insanlar uyarılmıştır. Ahiret hayatına inanan bir Müslüman nasıl olurda kul hakkına tecavüz eder? Üzerinde kul hakkı bulunan kimse hak sahibiyle helalleşmedikçe tövbesi kabul olunmaz. Yüce Dinimiz insanlara renk, soy-sop, zenginlik ve fakirliklerine göre muamele etmeyi yasaklamıştır.

Aziz Müslümanlar

Netice olarak Rabbimizin haklarına riayetle emrolunduğumuz gibi, kul haklarına da riayet etmekle emrolunduk. Hem kendimizi hem de yaşadığımız toplumdaki insanları huzursuz edecek fitne ve fesattan, kendimize yapılmasını istediğimiz şeyleri başkalarına yapmaktan sakınmalıyız. Bütün insanların malını, canını, namus ve şerefini kendimizinki kadar kutsal olarak tanımalıyız. İnsanlara hakaret etmekten, maddi ve manevi haklarını zedelemekten, yalan ve iftiralarla insanların şahsiyetleri ile oynamaktan her zaman uzak durmalıyız.

Hutbemi bir ayetle bitiriyorum. “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”[3]

Yusuf ÇAKICI

Şuhut Atlıhisar Ksb. K. Kursu Öğreticisi


 

[1] Seçme Hadisler, s.88

[2] Tin, 4

[3] Maide, 8

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi